Merhaba,
(Uzunca bir süredir sağlık sorunları nedeniyle yazamamıştım, şimmdi iyileştiğime göre devam edebilirim, holeeeyy!!!)
Bir önceki postumuzda düzensiz fillere andare ve venire filleri ile giriş yapmıştık. Ne yazık ki, günlük hayatta en çok kullandığımız fillerin neredeyse hepsi düzensiz. Bu yüzden de, bu filleri ezberlemekten başka çaremiz yok. Ama korkmayın, filler düzensiz olsa da bir çoğu düzenli fillerin çekimlerine benzer şekilde çekiliyor.
Şimdi bakalım şu fillerden bir kaçına :)
dovere: zorunluluk bildiren fiil (ing. have to / must)
potere : yeterlilik bildien fiil (ing. be able to / can )
volere : istemek
fare: yapmak ( ing. to do)
dare: vermek
dire: söylemek
andare: gitmek
venire: gelmek
sapere: bilmek (ing. to know)
stare: kalmak
finire: bitmek, bitirmek
uscire: çıkmak
bere. içmek
pagare. ödemek
cercare: aramak ( ing. to look for)
dovere
io devo andare: gitmem gerek
*cümlede iki fiil var ise birinci fiil çekilir, ikinci fiil mastar halde kalır, önemli bilgidir, not edin :)
tu devi venire: gelmen gerek / gelmelisin
lui deve fare qualcosa : o bir şeyler yapmalı
noi dobbiamo andare insieme: beraber gitmeliyiz (insieme: beraber, birlikte)
voi dovete pagare: siz ödemelesiniz
loro devono bere aqua: onların su içmeleri lazım / su içmeleri gerek / su içmeliler
volere
io voglio imparare la lingua italiana: italyan dilini (italyancayı) öğrenmek istiyorum
tu vuoi imparare la lingua turca: türkçe öğrenmek istiyorsun
lui vuole mangiare la pasta: o makarna yemek istiyor
noi vogliamo incontrare con Alper. Biz Alper ile tanışmak istiyoruz (Bu arada ben Alper)
voi volete leggere un libro: siz bir kitap okumak istiyorsunuz
loro vogliono scrivere un libro: onlar bir kitap yazmak istiyorlar
potere:
io posso mangiare un hamburger: bir hamburger yiyebilirim (ing. i can eat a hamburger)
tu puoi venire: gelebilirsin (ing. you can come)
lui puo fumare: o sigara içebilir (ing. he can smoke)
noi possiamo bere una bottiglia d'aqua. biz bir şişe su içebiliriz
voi potete uscire: siz çıkabilirsiniz
loro possono mandare una lettera: onlar bir mektup gönderebilirler
fare:
oggi, io faccio qualcosa bene: bu gün iyi bir şeyler yapıyorum (oggi: bu gün)
tu fai sempre cosi: Her zaman böyle yapıyorsun! (sempre: her zaman)
lui fa un progetto: Bir proje yapıyor.
dai, noi faccimo qualcosa insieme: haydi, beraber bir şeyler yapalım (dai: haydi) (ing. come on)
voi fate una cosa grande: büyük bir şey yapıyorsunuz
loro fanno qualcosa male: onlar kötü bir şeyler yapıyorlar
dare:
io do una penna per lui: onun için bir kalem veriyorum
tu dai un euro?: bir euro verir misin?
lui da qualcosa: o bir şeyler veriyor
noi diamo questi libri: bu kitapları veriyoruz
voi date una tappeta: bir halı veriyorsunuz
loro danno una cosa grande: büyük bir şey veriyorlar
dire:
io dico qualcosa turca: türkçe bir şeyler söylüyorum
tu dici qualcosa italiana: italyaca bir şeyler söylüyorsun
lui dice con una donna: bir kadın ile beraber söylüyor
noi diciamo una cosa importante: önemli bir şey söylüyoruz
voi dite qualcosa ma io non capisco: bir şeyler söylüyorsunuz ama anlamıyorum
loro dicono una storia: bir hikaye anlatıyorlar / söylüyorlar
sapere.
io so: biliyorum
tu sai?. biliyor musun?
lui sa inglese?: ingilizce biliyor mu?
noi sappiamo turca ma parliamo italiano: türkçe biliyoruz ama italyanca konuşuyoruz.
voi sapete qualcosa?: bir şeyler biliyor musunuz?
loro sanno una cosa ma non dicono: bir şey biliyorlar ama söylemiyorlar.
Bir sonraki derste de diğer filler ile cümleler vereceğim. Görüş ve önerileriniz için bana merhababenitalyanca@gmail adresinden bana ulaşabilirsiniz.